Kapitaı: The Best Way to Invest in Your Future with Deposits and Mortgages
Bütün yazışmalar və əməliyyatlar artıq burada sona çatır. Belə ki, yenidən qiymətləndirmə nəticəsində yaranmış müsbət məbləğ kapital bölməsinin 331-ci balans hesabında yığılır. 16 saylı Beynəlxalq Mühasibat Uçotu Standartına görə, bu hesabda yığılmış məbləğ ancaq yenidən qiymətləndirmə ilə bağlı olan əməliyyat üçün istifadə oluna bilər. Yəni artırılmış dəyər üzrə amortizasiya ayırmaları burada yığılmış məbləğdən azaldıla bilər. Bundan əlavə, sonrakı illərdə yenidən qiymətləndirmə nəticəsində mənfi fərq olarsa, onda 331-ci hesabdan azaldıla bilər.
kapitaı
Amma nizamnamə kapitalının formalaşdırılmasına bunu yönəltmək olmaz. Bu, həmçinin, məntiqi və mahiyyət etibarı ilə də düzgün deyildir. Belə ki, cəmiyyətin nizamnamə kapitalına pay kimi qoyulmuş bina artıq cəmiyyətin özünündür və bunun təsisçiyə heç bir aidiyyəti yoxdur. Artıq həmin bina ilə bağlı olan bütün risklər, zərər və mənfəətlər yalnız cəmiyyətə məxsusdur. Odur ki, vergi ödəyiciləri belə rəsmiləşdirmələrdə diqqətli olmalıdırlar.
Sözügedən bu əmsal sahədən, müəssisənin iş texnologiyalarından güclü şəkildə asılı olduğundan sabit normativ dəyərə malik deyil. Lakin investorlar üçün şəxsi kapitalı borc üzərində üstünlük təşkil edən müəssisələr daha cəlbedicidir. Bununla belə, sahibkarların sərmayələri üzrə gələn gəlirləri azaldığından yalnızca şəxsi maliyyələşmə mənbələrindən istifadə edilməsi də müsbət amil kimi qarşılanmır.
13 KAPITALIZM YINE KRIZDE pitalist elitler ve onların entelektüel ve akademik destekçileri değildir. Geleneksel sol da (siyasi partiler ve sendikalar) sermayenin gücüne karşı sağlam bir muhalefet oluşturma becerisinden düpedüz yoksun kalmış durumda. Sol, otuz yıl boyunca sağ cephenin ideolojik ve politik hücumlarıyla hırpalandı; demokratik sosyalizm ise gözden düştü sonrasında reel sosyalizmin utanç verici çöküşü ve "Marksizmin ölümü" işleri daha da kötüleştirdi. Şu anda radikal soldan artakalanların büyük bölümü, küçük çaplı eylemlerin ve mahalli aktivizmin etkilerinin birleşerek sonunda tatminkar bir makro seçenek sunacağı umuduyla, kurumsal ya da örgütlü muhalefet kanallarının dışında faaliyet gösteriyor. Tuhaftır ama bahsi geçen sol, liberter ve hatta devletçilik karşıtı neoliberal etiğin nakaratlarını sürdüernekte ve entelektüel düzeyde Michel Foucault'nun yanı sıra başka düşünürler tarafından da beslenmektedir; bu düşünürler, postmodernist parçalanmışlıkları, kimlik politikasından yana, sınıf analizine karşı, kavranması neredeyse imkansız bir post-yapısalcılık bayrağı altında toplamış bulunuyorlar. Otonomcu, anarşist, yerelci perspektifler ve eylemler her yeri sarmış durumda. Fakat bu sol, iktidarı almadan dünyayı değiştirmeye çalıştıkça, durmadan gücünü artıran plütokrat kapitalist sınıfın dünyaya serbestçe hükmetme becerisine meydan okuyacak hiçbir kuvvet şekillenemiyor. Yeni egemen sınıf, güvenlik ve gözetierne işlevlerini üstlenmiş bir devlet aygıtı tarafından destekieniyor ve bu devlet her türden muhalefeti anti-terörizm adı altında bastırmak amacıyla polis gücünü kullanmakta tereddüt etmiyor. Bu kitabın bağlamını, saydığım bu olgular ve durumlar oluşturdu. Benimsediğim yaklaşım alışılmışın biraz dışında çünkü Marx'ın yöntemini uygulamakla birlikte onun reçetelerini benimseme zorunluğu hissetmedim; bu yaklaşımın okurların kitabımda yer verdiğim tezleri ilgiyle karşılamasını engelleyeceğinden kaygı duyuyorum. Ama yaşadığımız bu kısır entelektüel dönemde ekonomik düşüncede, politikada ve pratiklerdeki kısırlaşmayı aşmak istiyorsak araştırma yöntemlerinde ve düşünsel yaklaşımlarda bazı yeniliklere kesinlikle ihtiyacımız var. Ne de olsa kapitalizmin ekonomik motorunun büyük zorluklarla karşı karşıya olduğu apaçık ortada. Sendeliyor; ya öksü- 13
14 ON YEDI ÇELIŞKI VE KAPITALIZMIN SONU rerek boğulacak gibi oluyor ve tamamen durma tehditleri savuruyor, ya da hiçbir uyarı vermeden periyodik patlamalarla ileri geri gidiyor. Tam herkes için rahat yaşama umutları yeşermişken, tehlike işaretleri her yanı sarıyor. Kapitalizmin neden böylesine çok belayla karşılaştığına ilişkin tutarlı bir açıklama bulmak şöyle dursun, bunalımlarının mekanizmasını bile hiç kimse kavrayamıyor. Ama bu hep böyle olageldi. Dünya krizleri her zaman, Marx'ın bir zamanlar ortaya koyduğu üzere, "burjuva ekonomisinin tüm çelişkilerinin ciddi boyutlarda yoğunlaşması ve zorla yeniden intibakının sağlanması" demektir. 1 Bu çelişkilerin çözümlenmesi bizlere bu kadar rahatsızlık veren ekonomik sorunlar hakkında çok aydınlatıcı olacaktır. Kuşkusuz böyle bir sonuç zahmetine değer. Ayrıca, bu farklı düşünme tarzını kapitalizmin siyasal iktisadına uygulamanın doğuracağı etkilerin ve üreteceği politik sonuçların kaba taslak bir tablosunu çıkarmak da yararlı olur görüşündeyim. Bu sonuçların politik olarak hazmedilir ya da uygulanabilir olup olmadığı bir yana, gerçekleşme ihtimali de ilk bakışta çok yüksek görünmüyor. Fakat alternatifler ne kadar aykırı görünürse görünsün, araştırılıp tartışılması ve koşullar dayatıyorsa elden kaçınlmaması çok önemli. Atıl kalmış ve üzerinde hiç düşünülmemiş imkanlar dünyasına bir pencere açmayı ancak böyle başarabiliriz. Sermayenin geldiği noktayı, nereye doğru ilediyor olabileceğini ve bu gidişat konusunda neler yapılabileceğini araştırabileceğimiz herkese açık bir foruma, tabiri caizse, bir küresel meclise ihtiyacımız var. Umarım bu kısa kitap tartışmalara bir katkı sağlar. New York, Ocak
22 ON YEDI ÇELIŞKI VE KAPITALIZMIN SONU şeyden soyutlamaya çalışıyorum. Temel iç çelişkilerini belirleyebilmek için sermaye dolaşımını ve birikimini "kapalı bir sistem" olarak ele alıyorum. Kısacası, kapitalizmin ekonomik motorunun işleyişini açıklayan bir model kurmak için soyutlamanın gücünü kullanı yorum. Bu modeli periyodik krizierin neden ve nasıl ortaya çıktığını ve bildiğimiz haliyle kapitalizmin varlığını uzun dönemde sonlandıracak yıkıcı çelişkilerin var olup olmadığını araştırmak için kullanacağı m. Nasıl bir biyolog harici güçlerin ve arızaların (kasırgalar, küresel ısınma ve deniz seviyesi yükselmesi, havadaki zehirli maddeler veya suyun kirlenmesi) ekolojik yeniden üretim sürecinin "normal" dinamiklerini sık sık boğacağını kolayca kabullenirse, benim durumumda da aynı şey geçerli: Savaşlar, milliyetçilik, jeopolitik mücadeleler, her türden felaketler; yüksek dozlarda ırkçılık ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, diğer cinsel, dinsel ve etnik nefret ve aynmcılıklarla birlikte kapitalizmin dinamiklerine dahil olur. Sermayenin potansiyel ölümcül iç çelişkileri işlerini görmeden çok önce tek bir nükleer toplu katliam kapitalist sistemin sonunu getirmeye yetebilir. Dolayısıyla, kapitalist sistemde tüm olayların sermayenin çelişkileriyle yönetildiğini söylemiyorum. Ama kesinlikle yapmak istediğim bir şey var: Yakın geçmişteki krizleri üreten ve krizin dünyanın her yanında milyonlarca insanın hayatını mahvetmeden yalışmasının imkansız olduğu izlenimini yaratan çelişkilerin sermayenin hangi iç çelişkileri olduğunu belirlemek. Yöntemimi açıklamak için başka bir metafor da kullanabilirim. Okyanusta yol alan devasa bir yolcu gemisi farklı etkinliklerin, sosyal ilişkilerin, etkileşimierin yaşandığı özel ve karmaşık bir fiziksel mekandır. Farklı sınıflar, cinsiyetler, etnisiteler ve ırklar yolculuk boyunca bazen uyum bazen de şiddetli uyumsuzluk içinde birbirleriyle temas edeceklerdir. Kaptan ve daha aşağı kademelerde çalışanlar ise hiyerarşik olarak örgüdenecek ve bazı katmanlar (mesela kabin görevlileri) denelçilerle veya hizmet bekleyen ısrarcı yolcularla anlaşmazlığa düşeceklerdir. Bu yolcu gemisinin çeşitli katlarında ve karnaralarında olup bitenleri ve nedenlerini aniatmayı deneyebiliriz. Katlar arasında devrimler patlak verebilir. Çok zengin yolcular serveti kendi aralarında yeniden dağıtan sonu gelmez poker oyunlarına dalarak üst 22
23 ÇF.i.IŞKI HAKKINDA katiara çekilebilir ve aşağılardaki olaylara hiç aldırmayabilirler. Her neyse, bu geminin ayrıntılarına daha fazla girmeye niyetim yok. Geminin iç kısımlarında gece gündüz gümbür gümbür çalışarak gemiye enerji veren ve okyanusta ilerlemesini sağlayan bir ekonomik motor vardır. Gemide meydana gelen tüm olaylar bu motorun işlevini sürdürmesine bağlıdır. Bozulur ya da patiarsa gemi işleyemez. Açıkçası bizim sistemin motoru son zamanlarda tökezliyor, homurdanıyor. Kitabımda bunun nedenini ortaya koymaya çalışacağım. Motor gerçekten bozulur ve gemi suda hareketsiz kalırsa hepimizin başı büyük derde girer. Motor ya tamir edilmeli ya da farklı tasanma sahip başka bir motorla değiştirilmeli. İkinci seçenek tercih edilirse ekonomik motorun yeni tasarımının nasıl olacağı ve hangi özellikleri taşıyacağı sorusuna cevap bulmak zorunda kalacağız. Cevabı ararken eski motorda neyin çalışıp neyin çalışmarlığını tespit etmek işimizi kolaylaştırır, böylece eskisinin kusurlarını tekrarlamadan sadece kaliteli yönlerini kopyalayabiliriz. Ama öyle bazı temel noktalar var ki bu noktalarda kapitalizmin çelişkilerinin potansiyel yıkıcı kuvveti sermayenin motorunu etkiler. Motor dış faktörlerin etkisiyle boğulursa (nükleer savaş, tüm ticareti durduran küresel hastalık salgını, yukarıdan gelen radikal bir değişim hareketinin aşağıdaki çarkçılara saldırısı veya gemiyi kayalara bindiren ihmalci kaptan) sermayenin motoru kuşkusuz kendi iç çelişkileri dışında nedenlerle durmuş olacaktır. Aşağıdaki bölümlerde sermaye birikiminin motorunun böyle dışsal etkilere karşı zayıf olduğu ana noktaları açıklayacağım. Ama bunların sonuçlarını ayrıntılı olarak incelemeye niyetim yok çünkü başlangıçta ısrarla belirttiğim gibi, bu kitaptaki amacım bir bütün olarak kapitalizmin değil sermayenin iç çelişkilerini ayırıp incelemek. Bazı çevrelerde böyle çalışmaları "sermaye odaklı" diye küçümseyip dışlamak moda oldu. Ben bu tür çalışmalarda yanlış bir taraf görmüyorum, yeter ki bunların yorumlayıcı iddiaları olmayacak alanlara taşınmasın ve yanlış yönlere sapmasın; üstelik sermaye birikiminin yakın geçmişte karşılaştığı problemierin daha iyi anlaşılabilmesi için, sermayeye odaklanan çok daha gelişkin ve derin çalışmaların zorunlu olduğunu da düşünüyorum. Kitlesel işsizlik; Avrupa ve Japonya'da 23